(Bu yazı, 2004 yılında Trans-Trakya Petrol Hattı Projesi açıklandıktan sonra kaleme alınıp yerel basında yayımlanmıştır.)
Müjdeler olsun!
Yıllardır ekonomik ve sosyal yönden bir kurtuluş umuduyla harekete geçmeye çalışan fakat bir türlü istenen hedefi yakalayamayan Keşan’ımız artık kurtuluyor.
Tüm kurum ve kuruluşları ile ortaklaşa davranıp bir sonuca varmak için tartıştığımız ama içinden çıkamadığımız darboğaz, uluslararası piyasa ve gözlemciler tarafından yerinde incelenerek sonuca ulaştırılmıştır.
Artık sırtımızı koltuğa yaslayıp hak ettiğimiz o derin nefesi almanın zamanı gelmiştir.
Bundan sonra tek yapacağımız büyüme katsayılarını ve banka mevduatındaki artışları hesaplamak olacaktır.
Uluslararası petrol devleri yıllardan bu yana hararetle tartışıp bir çözüme varamadığımız konuya ağırlıklarını koymuşlar ve kararlarını vermişlerdir.
Biz hala Keşan turizm kenti mi, eğitim kenti mi, sağlık kenti mi olacak derken dev petrol şirketleri “hayır bunların hiçbiri olmayacak; Keşan, Saros Körfezi ve ticari hayattaki motor gücüyle bir petrol limanı olacaktır” demişler ve harekete geçmişlerdir.
Devletin en etkili, en güçlü ve her bir sözü kanun olan gazetesi Resmi Gazete’de Thrace Development Co.Ltd adlı şirketin “bu projede gerekli altyapı hizmetlerini sağlamak için izin istiyorum” yazısı yayınlanmıştır.
Hazar bölgesinden gelecek petrol Kıyıköy Limanından pompalanarak Resmi Gazetede İbrik Baba diye geçen ama bizim İbrice diye bildiğimiz bölgeye taşınacak ve oradan da petrol tankerleri ile uluslararası pazarlara aktarılacaktır.
Kurtuluş işte budur…
“Yatırım yapılacak, istihdam sağlanacak, işçiye iş, köylüye toprak dağıtılacak, herkesin karnı doyacak, üzgün kimse kalmayacak, petrol geçecek yüzler gülecektir.”
Saros Körfezinde evleri bulunan tatilciler de bu işten payını alacak ve bomboş masmavi bir denize bakmak yerine, her yerden gelincikler gibi fışkıran petrol tankerleri ile mangallarına etleri dizeceklerdir. Denizin iyot kokusuna ham petrol kokuları karışacak ve bu armonide gönüller Saros’a bir kez daha aşık olmanın haklı keyfini yaşayacaktır.
Küçük çocuklar o dev tankerlere bakıp gelecekte “ben de petrol tankerlerinde çalışmak ve dünyaya açılmak istiyorum” diye hayaller kuracaklar ve ufukları genişleyecektir. Dizi dizi tankerlerimiz olacak, hepsi için ayrı bir sohbet yapılacaktır. Sohbetler için örnek vermek gerekirse: “bak şu gemiyi görüyor musun Liberya bandıralı, Liberya nerede hocam? Bak şu da İspanyol bandıralı, şu geminin boyası dökülmüş eski olmalı, şu gemi kaç grostonluk acaba..” bu ve benzeri sohbetlerle dünyamız renklenecek ve uluslararası bir nitelik taşıyacaktır.
Saros Körfezinde balıkçılık yapanlar da sevinecektir, petrol tankerlerinden denize salınacak olan besin değeri yüksek sulardan balıklar beslenip büyüyecek çoğalacak ve bollaşacaktır. Artık tezgahlarda 3’er kiloluk mercanlar hamsi fiyatına satılacaktır.
Dalgıçlar artık sadece sportif dalış yapmayacak, brövelerine bir de sanayi dalgıcı olmayı ekleyecekler ve tankerlerin boya badana işlemlerini yapabileceklerdir. Bu arada olmaz ama olursa da batan bir petrol tankeri Saros Körfezinde batık var, haydi dalmaya gidelim diyen dalgıçların akınına uğrayacaktır.
Bölgeye dünya gözüyle bir petrol tankeri göreyim diyen yerli yabancı turistler akın edecek ve herkes ekonomik ve sosyal yönden ihya olacaktır.
Kıyı şeridindeki evler petrol tankerleri sayesinde şu anki değerlerini ikiye hatta üçe katlayacaktır, herkes tankerli bir denizde ev almak ve masmavi denizde gelin gibi süzülen tankerlerin eşliğinde huzur içinde tatil geçirmek amacıyla akın akın Saros’a koşacaktır.
Bu arada Körfezde çok küçük bir olasılıkla var olabilecek kirlenme de Saros’un kendi kendini temizleyen deniz olma özelliği sayesinde sorun olmaktan çıkacaktır, bu noktada konunun büyütülmemesi gerekmektedir.
Yayla Balıkçı Barınağının yapımı sırasında DOÇEK “yapmayın, yoketmeyin burayı” diye çok bağırmış ama sonuç ne yazık ki olumsuz olmuştur, şimdi aynı tehlike körfezin tümü için vardır ama bu kez belki tersi olur diyerek “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” şeklinde bir düşüncenin ışığından faydalanılması düşünülmektedir, kanaatimce…
Haydi bütün eller havaya…
Saros yepyeni bir dekora hazırlanıyor, tüm inci maviliğine gelincikler leylaklar gibi petrol tankerleri eşlik edecek. Gün sevinme günüdür, gün kurtuluş günüdür, müjdeler olsun tüm Saros’a ve elbette Keşan’a…
* Yazının ironi şeklinde yazılmış olduğunu, bu yazıdan farklı anlamlar çıkarmaya çalışan dahili ve harici bedbahtlara belirtmek isterim.
Hakan EŞME