Tuncel’in Anısına

1380465_688216064541615_2035355265_n

Yıllar önceydi, Kaz Dağları Sarıkız’da Ağustos’un ikinci haftası yapılan Türkmen Şenliklerine katılmak için yola çıkmıştık. Her zaman yürüyerek çıktığımız Sarıkız/Karataş Zirvesine bu kez şenlikler için araçla gidecektik.

Gecenin bir yarısı varmıştık Karataş altındaki Kaz Avluları denen mevkiye. Türkmenler obalarını kurmuş, kendi soluklarında bir akış içindeydiler, çadırlarımızı kuracak bir yer bakıyorduk.

Bir ateşin yanından geçtik ve selamımızı verdik ateş başındakilere. Bol gülüşlü, keyifli bir sohbet yükseliyordu. Selamımız karşılık buldu. Tok ve gür bir ses – “Neredensiniz?” dedi. – “Keşan’dan geliyoruz” dedik. “Keşan DOÇEK” – “Harika” dedi, ateşin küçük ışıltıları arasında yüzü belli belirsiz gözüken tok ve gür sesli adam. – “Siz Trakya’dan geldiğinize göre yanınızda içeçek bir şeyler vardır”. Arkadaşım Mesut, atıldı hemen; o zamanlar “Olma mı” sözcüğü yoktu lügatta, “Olmaz mı” dedi, “ağzına kadar doluyuz…”

Oturduk ateş başına. Kaz Dağlarının derinliği gibi bir sohbet ve keyfin arasında tok ve gür sesli adam – Tuncel KURTİZ üstadımız bize “Şeyh Bedrettin Destanı”nı okudu, ilerleyen saatlerde, tüylerimizi diken diken edercesine…

Ateşin başında, gökyüzünün ışıldayan yıldızları altında ve Kaz Dağlarının soluğunda sabaha kadar sürdü o derin sohbet…

Toprağın bol olsun Usta…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir