Öyküler yollarda derlenir

Öyküler derlenir yollarda, yollar öykü, öyküler yol olur. Her bir yol bir öykünün satır başı, paragrafı. Yolda olmak başlı başına bir öykü olsa da; heybeye atılır bir çiçeğin rengi, yemyeşil bir ormanda, kıpkırmızı boncuklar gibi salınan kuşburnuları.

Ya rüzgar, ona ne demeli: alır saklarız içimizde kokusunu, bize kattığını, katık eder de, demleriz güneşin ışıklarında.

Serttir ayaz, bir jilet gibi keser yüzünüzü, boynunuzu. Meltem olur bazen, terinizi uçurur havaya, ter kokunuzda vızıldır bir arı.

Tekerler döner, dünya döner de öyküler durur mu? Birer birer dökülür sonbahar yaprakları gibi; zemin olur tekerin bastığı yola, toza toprağa.

Yaşanılanı yaşadığın anda bir öykü misali kayıtlara geçirir bellek; fotoğraf mı? o sadece işin krem karameli. Yine de hakkını vermek gerek. Bin sözcükle anlatılamayan öyküyü bir karede özetler bize.

Yolcu, diğer bir deyişle yolun bitmek bilmeyen öyküsü, öykünün kahramanı gibi dursa da, yanıltmasın sizi bu, aslolan yoldur her daim Yolcu’ya…

(Hakan EŞME / Coğrafya:Şarköy Yolu)

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir