Bayramımız Kutlu Olsun

 

BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN…

Kolay geliyor değil mi her şey?!

Sanki tüm bu değişim bir gecede olmuş gibi; bilmezsin tüm bunların uzun yıllar süren bir çaba ve sürecin sonucu olduğunu; o yüzden içi boşalan, zamanın gerisinde kalan bir düzenden çağın akışına uygun bir sisteme geçmenin bir gecelik bir olay olduğunu sanıyorsun

Kolay değil be ağbim, ablam, kardeşim;

Koskoca bir imparatorluğun üzerine üşüşen leş kargalarını dağıtmak; kuşaklar boyunca ümmet bilinciyle yetişmiş bir topluma vatandaşlık ve ulus bilinci aşılamak.

Kolay değil be ağbim, ablam, kardeşim;

Dünyanın en hareketli, en sancılı coğrafyasında Balkanlar’dan, Kafkasya’dan, Ortadoğu’dan sürgüne uğramış adeta kılıç artığı insanlardan bir ulus yaratmak; bağımsız, başı dik ve gururla modern toplum seviyelerini işaret etmek, işaretle kalmayıp bunun alt yapılarını kurum ve sistemleriyle inşa etmek.

Kolay değil be ağbim, ablam, kardeşim;

Her yer satılmış, işbirlikçi, hain düşmanlarla kaynarken, savaşın getirdiği yıkım ve toz dumanı henüz ülke sathından kalkmamışken bu işleri gece gündüz demeden yoluna koymaya çalışmak, çıkıp bir de üzerine “Cumhuriyet’i Kurduk” demek.

Kolay değil be ağbim, ablam, kardeşim;

72 milletten insanı, bir o kadar etnik mezhep ve fırkayı “Türkiye Cumhuriyeti” adı altında bir araya getirip Ay-Yıldızlı bayrağın altında toplamak. Yeryüzündeki en kaynar coğrafyanın ortasında bir ülke kurup bunu devam ettirmek.

Kolay değil be ağbim, ablam, kardeşim;

Bak şöyle etrafına, dört bir yanımız fokur fokur kaynıyor; bu ateş çemberinin ortasında eksik, hatalı ve şikâyet ettiğimiz yanlarıyla da olsa bir çatı, bir bayrak altındayız. Bu şehit kanlarıyla sulanmış topraklarda, rengini sular seller gibi akmış kanlardan alan al bir bayrağın gölgesi altında yaşamak

Kolay değil be ağbim, ablam, kardeşim;

İçte düşman, dışta düşman, yoksulluk, yetişmiş insan kıtlığı, bitmeyen savaşlar, kıyımlar, göçler altında bitap düşmüş, çöl tozlarında öz kimliğini yitirmiş bir ulusa “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” söylemiyle hitap etmek. Şöyle bir düşün bakalım: bizim kuşağın çoğu büyük dedesinin mezarının nerede olduğunu bilmez.

Sürgüne uğramışık dört bir yandan.

Kolay değil be ağbim, ablam, kardeşim;

Bu topraklarda ümmet bilincinden yurttaş bilince geçmek; rejim değiştirmek, Cumhuriyet kurmak, onu yaşatmak ve bu uğurda mücadele etmek.

Görüyorsun ki günümüzde bile çöl tozları ve okyanus ötesi rüzgarlarda boncuklar aranıyor, bunun bir de 100 yıl öncesini düşün.

“Onu biz kurduk, yaşatacak olan sizlersiniz” diyerek gelecek kuşaklara görev ve sorumluluk veren; verdiği kararların hiçbirinde kandırılmayan, söz, fikir ve eylemlerinde sapma, dönüş olmayan Ulu Önderimize ve canlarını kanlarını bu yola koymuş tüm şehitlerimize, sonsuz saygı ve hürmetle Cumhuriyetimiz’i bir kez daha kutluyoruz.

Şu çok iyi bilinmelidir ki; kazanımlarını her geçen gün törpülemeye çalışsalar da hiçbir zaman başarılı olamayacaklar, çünkü tarihin akışı tersine dönmez, çağın dinamiklerine uygun düşmeyen bir hayalin peşinde geleceğe doğru yol alınmaz.

Hepimizin Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun…

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…

Tablo: Zeki Faik

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir