Edirne Türküleri

Edirne ve Trakya yöresinde söylenegelen mani ve türküleri Necati Seçkin 1984 yılında yayımlamış olduğu “EDİRNE TÜRKÜLERİ Mani-Deyim ve Atasözleri” adlı kitabında bizlere sunmaktadır. Aşağıda yazılmış olan türküler bu kitap sayesinde hazırlanmıştır. Kendisine sonsuz teşekkürler ediyoruz…

Kitaptan önsöz

…Bunun yanında her yerde kendini gösteren davul, zurna ile ince çalgı, “bir kol çalgı” da denilen, keman, ut, kanun, zilli maşa, fiske deyire ve darbukadan oluşan çalgı topluluklarıyla, tarihi boyunca Edirne bağlıklarındaki HALVET KÖŞKLERİ’nde, sahil saraylarda, düğün hamamlarında, Kırkpınar güreşlerinde, Tunca ve Meriç nehirlerinde sayısı üç bine varan ZEVRAKÇE’lerde yapılan mehtab sefalarında, Edirne’ye özgü HELVA SOHBETLERİ’nde, imecelerde mesire yerlerindeki eğlencelerde, yalnızca Edirne’de düzenlenmiş olan EDİRNE GÜL GÜNÜ’nde, at yarışlarında, Hızır İlyas gününde, Ramazan geceleri Karagöz, hokkabaz, meddah seyirlerinde, Köprüce, Bademlik, Arnavut bayırı kızak kayma zamanlarında… özet olarak her zaman her yerde. Edirneliler Urumeli türküleriyle coşup coşturmuşlardır.

SABAH SABAH SEYREDELİM YALIYI

Sabah sabah seyredelim yalıyı,

Aşkım çoktur, ver içelim doluyu…
Çok arasın benim gibi deliyi.

Mihrabım Çatma da kaşların arası,

Meskenimdir gül memelerin arası.

Sabah sabah ben hocamla okurum,
Okurum da bülbül gibi şakırım…
Yar koynunda kuzu gibi yatarım.

Mihrabım çatma da kaşların arası,
Meskenimdir gül memelerin arası.

KAHVE YEMENDEN GELİR

Kahve Yemenden gelir,
Bülbül çemenden gelir.
Ak topuk beyaz gerdan,
Hergün hamamdan gelir.

Kahve Yemensiz olmaz,
Bülbül çemensiz olmaz.
Ak topuk beyaz gerdan,
Her gün seyransız olmaz.

GÜMBÜRDESİN EVİMİZİN KUYUSU

Gümbürdesin evimizin kuyusu
Yarim güzel ayrılamam doğrusu

Su gelir ulam ulam
İçinde kara yılan
Ne zamansa benimdir,
Beyaz kazaklı oğlan.

Gümbürdesin evimizin kuyusu,
Yarim güzel ayrılamam doğrusu.

Su gelir millendirir,
Çayırı çimlendirir.
Yarimin dudu dilleri,
Dilsizi dillendirir.

EDİRNE’NİN ARDI BAĞLAR

Edirne’nin ardı bağlar,
Meriç akar Morudankilom sular çağlar
Eşinden ayrılan ağlar.

Vuruldun mu Morudankilom vuruldun mu?
Hacı oğlu Mesitan gibi vuruldun mu?

Edirne Köprüsü taştan
Sen çıkardın Morudankilom beni baştan
Ayırdılar beş kardeşten

Vuruldun mu Morudankilom vuruldun mu?
Hacı oğlu Mesitan gibi vuruldun mu?

(Morudankilom: “MORA’dan gelen” anlamında kullanıldığı düşünülmektedir)

ALİŞİMİN KAŞLERİ KARE

Alişimin kaşleri kare,
Sen açtın sineme yare
Bulamadım derdime çare

Görmedin mi ah…
Civan Alişimi Tuna boyunda…

Evleri var hane hane
Benleri var tane tane
Bulamadım derdime çare

Görmedin mi ah…
Civan Alişimi Tuna boyunda…

DAYLER DAYLER

Dayler dayler, viran dayler
Yüzüm güler kalbim ayler
Yüreğime kan damlar.

Bir olaydı bir olaydı…
Ne olur yar benim olaydı.

Edirne köprüsü taştan
Sen çıkardın beni baştan
Hem anadan hem kardaştan

Bir olaydı bir olaydı…
Ne olur yar benim olaydı.

YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE EV KURMASINLAR

Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar,
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler.

Uçan da kuşlara malum olsun
Ben annemi özledim.
Hem annemi hem babamı
Ben köyümü özledim.

Babamın bir atı olsa binse de gelse
Annemin yelkeni olsa açsa da gelse
Kardeşlerim yolları bilse de gelse.

Ben köyümden çıkalı yedi yıl oldu
Köyümün dikenleri bana gül oldu
Babamın acı sözleri bana bal oldu

Uçan da kuşlara malum olsun
Ben annemi özledim.
Hem annemi hem babamı
Ben köyümü özledim.

BAHÇELERDE BÖRÜLCE

Bahçelerde börülce
Oynar gelin görümce
Oynasınlar bakalım
Bir araya gelince…

Hişt moru yalelelli yar nina nininom

Bahçelerde eğrelti
Oynarlar iki elti
İkisi de bir boyda
Bilinmiyor kıymeti

Hişt moru yalelelli yar nina nininom

Bahçelerde pırasa
Yaprağına kar yağsa
Kızlar kocasız kalsa
Oğlanlara yalvarsa

Hişt moru yalelelli yar nina nininom

ATLADIM BAHÇENE GİRDİM

Atladım bahçene girdim
Gülleri fincan gibi
Gerdanda üç beni var
Her biri mercan gibi.

Sarılalım sarmaşalım
İkimiz bir can gibi
Gel seninle kavledelim
Ya onu sev ya beni

Bir tenhada buluşalım
Ya onun ol ya benim.

BÜLBÜLÜM ALTIN KAFESTE

Bülbülüm altın kafeste
Öter aheste aheste
Ötme bülbül yarim hasta

Ah neyleyim şu gönlümü
Hasret kaldım sevdiğime.

Ben sana dayanamam yarim
Ben sana aldanamam
Ben sana güvenemem

Ben sana dayanamam yarim
Ben sana aldanamam.

Bülbülleri har ağlatır
Aşıkları yar ağlatır
Ben feleğe neylemişem

Beni her bahar ağlatır
Ben sana güvenemem yarim.

DÜĞÜN ALAYI GELDİ

Düğün alayı geldi
Kızlar perdeyi gerdi öf öf
Kalkın gidin komşular
Bizim uykumuz geldi

Tirinay tirinay da tirinay tiri nay…

İpek ipek bükerim
Ne durursun şekerim öf öf
Şu dünyanın kahrını
Bir yar için çekerim.

Tirinay tirinay da tirinay tiri nay…

TOP YATAĞIN ÖNÜ KAYFE

Top yatağın önü kayfe
oturmuşlar tayfe tayfe

Beyaz fincan siyah kayfe

Ah yeter olsun yeter olsun
Kız dillerin beter olsun…

Top yatağın önü Tunca
Kızları benzer turunca
Anası kızından gonca.

Ah yeter olsun yeter olsun
Kız dillerin şeker olsun…

Top yatağın önü marul,
Sular akar harıl harıl
İnce bele sıkı sarıl…

Ah yeter olsun yeter olsun
Kız dillerin şeker olsun…

YEMENİMİN UÇLARI

Yemenimin uçları
Çıkamam yokuşları
o yare selam edin
Yedi dağın kuşları

Allı yemeni pullu yemeni
Bir bahçeden bir bahçeye
Salla yemeni ah severler seni.

Ben gülü deste bağladım
Desteye beste bağladım
Dün gece yar hannesinde
O söyledi ben ağladım

Allı yemeni pullu yemeni
Bir bahçeden bir bahçeye
Salla yemeni ah severler seni

Yemenimin yeşili
Ben kaybettim eşimi
Yemenim sende dursun
Sil gözünün yaşını.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir