Dadaloğlu

Güney Anadolu’da (Toros Dağlarında) yetişen halk şairleri arasında Karacaoğlan’dan sonra en duygulu ve en heyecanlı olanlarından biri Dadaloğlu’dur.

Dadaloğlu tek parçalar söylemekten çok, tarih yazıcılığıyla uğraşır. Diyebilirim ki; güneydeki halk hikayelerinin hemen büyük bir kısmı bu değerli şairin hikayelerinden sayılır.

Fırat’tan Aydın’a kadar uzanan Toros dağlarında daha çok Sivas, Kayseri, Niğde dolaylarında şair geçinen ve aşıkım deyip de Dadaloğlu’na dair bir hikayeyi olsun bilmeyen azdır.

Dadaloğlu Aladağın Karahacılı ismindeki Türkmen aşiretine bağlı Hocalı obası arasında doğmuş ve hayatını göçebelikle geçirmiştir.

1928 yılı içinde Üçkapılı yaylasında bu aşirete bağlı Ala Yusuf, Dadaloğlu’nun okuryazar ve hoca bir âşık olduğunu söylemiştir.

Dadaloğlu bazen imamlık yapar ve bazen de sazını omuzlayarak şairlik eder dururmuş. Binboğa’da görüştüğüm Cerit aşiretinden çoban Hasan, Dadaloğlu’nun asıl isminin Mustafa veya Veli olduğunu ihtiyarlardan işitmiş bulunduğunu anlatmıştır.

Ala Yusuf’tan dinlediğim ve çoban Hasan’ın yardımıyla düzelttiğim Dadaloğlu’na ait bir türkü de buraya alınmıştır.

Oturmuş ak gelin taşın üstüne,
Taramış zülfünü kaşın üstüne,
Bir selam geldi başım üstüne,
Alırım kız seni, komam illere.

Bir taş attım karlı dağlar ardına,
Yuvarlandı düştü yarin yurduna ,
Ben yeni de düştüm sevda derdine,
Alırım ahdimi, komam illere.

Atımın kuyruğu cura saz gibi,
Divana vurmuş da ergen kız gibi,
Alarmış yanağı bahar yaz gibi,
Getirin kır atım, göçem illere.

Dadaloğlu der de, oldum kastana,
Gelip geçer selam verir dost bana,
Göçeyim mi bilmem Namrun üstüne,
Çekilem mi kahpe Bulgar illere?

Son mısralarda Bulgar dağıyla Namrun (Tarsus) yaylasının kendisine yabancı yerler olmadığını bütün açıklığıyla anlatmaktadır.

Bizim yaylamız ünlü olur,
Südü, kaymağı tatlı olur,
Kız gelinden kıymetli olur,
Kızlar gelir yaylamıza.

Bizim yaylamız meşeli,
Dibinde güller döşeli,
Eli top top menevişli,
Kızlar varır yaylamıza.

Bizim yaylamız kayalı,
Pınarları süt mayalı,
Kelerinde kar dayalı,
Kızlar gelir yaylamıza.

Bizim yaylamız oluklu,
Akan sular balıklı,
Yaranısı mor belikli,
Gelin gelir yaylamıza.

Burada Dadaloğlu’na ait olduğu söylenen bir atasözünü de hatırlatmak isterim ki, bu atasözü folklor alanında oldukça önemlidir.

At, yiğit, öküz, tarla ve kızın en belirli meziyetlerini ortaya koyan bu konunun atasözü şudur.

Atın dik başlısı,
Yiğidin ağır başlısı,
Öküzün inek başlısı,
Tarlanın çakıl taşlısı,

Güzelin uzun saçlısı,
Baha olmaz devlet imiş.

(Bu satırlar Ali Rıza Yalman (YALGIN)tarafından 1928 yılında Toroslarda yapmış olduğu araştırmalar sonucu derlediği ve 1993 yılında Kültür Bakanlığı tarafından bastırılan “Cenup’ta Türkmen Oymakları II” adlı kitaptan alınmış olup; aynen sayfaya aktarılmıştır.)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir