Oyun böyyük yiğenim (!)

“Korudağlar”
Yaşadığın coğrafyayı renklerle anlat deseler, herhalde bunun için 3 renk kullanırdım.
Korudağ’ın yeşili, Saros’un mavisi ve Ayçiçek ile buğdayın sarısı.

Hep yine yüzü gülüyor vatandaşın(!)

Yeşiline, otuna; börtüsüne, böceğine; kurduna, kuşuna methiyeler dizdiğimiz; onlarsız bir yaşamın adeta bir çöl olacağını her seferinde söyleyegeldiğimiz ormanlık alanlar, yeni çıkan yönetmelikle vasıf içi, vasıf dışı diyerek yine bir bölüm vatandaşımızı parselli haritalar önünde keyfe getirecek gibi duruyor.

34 Yıllık Bir Öykü

34 Yıllık Bir Öykü… Yıldız Tarihi 18 Ağustos 1987’yi gösteriyordu. Ağustos ayının sıcak bir akşamı. Arkadaşlar kent dışındaki bir kır lokantasından telefon ederek, “Hakan burada gitar çalan İtalyan bir turist var, hem de Pink Floyd çalıyor, seni almaya gelelim mi?” […]

Kırk hali var yolun

Kırk hali var yolun. Kırkı da birbirinden farklı, kırkı da birbirinden demli. Güneşli, rüzgarlı, yağmurlu… Islak, kuru, tozlu, topraklı… Karardıysa gökyüzü, rüzgar serinliğini üflüyorsa uzaklardan, kır çiçekleri, otlar sallanıyorsa yelin yönünde nazlı nazlı ve o nemli soluğu çekiyorsan içine, en […]

Bak ne diyor Yağmur

  Gökte bulutlar, kararan heybetli görünümleriyle, su olup da akmak için toplanıyorlar. Bir cümbüştür gidiyor. Gökyüzü rengarenk olmasa da tonları açıktan koyuya. Mavi gözükmez olmuş, varsa da belli belirsiz. Rüzgarın önüne katılmışlar da dökülmeye yer arıyorlar. Yerde ise bir telaş, […]

Düş sonrası

Dün gece düşümde gördüm o yolu. Upuzun, belli belirsiz, kıvrım kıvrımdı, ufukta kaybolan. Demir bir atın üzerindeydim. Göğüs kafesim soluk soluğa inip kalkıyor, tekerler sanki yukarıya doğru akıyordu. Rengarenk bir kır cümbüşü vardı, mevsim ilkbahar olmalı. Kuş ve böceklerin sesine […]